Mardin’in dar sokaklarında, tarihle iç içe geçmiş kültürünü tuval üzerine yansıtan bir sanatçı var.
Serdar KAATAY, fırçasıyla coğrafyanın sesi olurken, kültürünün renklerini ve dokusunu eserlerine
nakşediyor. Onunla yaptığımız bu derin yolculuk, sanatın evrensel dilini ve Mardin’in benzersiz
atmosferini keşfetmemizi sağladı.
Gazeteci: Merhaba SERDAR HOCAM, bu değerli zamanı bizimle ayırdığınız için teşekkür ederiz. Sizi tanıyabilir miyiz?
Ressam: MERHABA, ben SERDAR KARATAY. Mardin’in topraklarında doğup büyüdüm ve bu toprakların derinliklerindeki kültürün benim sanatıma ilham kaynağı olduğunu düşünüyorum. Her tuvalim, Mardin’in renkli ve dokulu atmosferini, rengini yansıtmak için bir yolculuktur.
Gazeteci: Sanatınızda hangi temaları işliyorsunuz ve neden bu temaları seçiyorsunuz?
KARATAY: Sanatımın merkezinde genellikle kültürümüzün zenginlikleri, sevinci, acısı ve yaşantısı yer alır. Mardin’in sokaklarında dolaşırken, tarihle iç içe geçmiş geleneklerimiz ve Renkli kültürümüz beni her zaman büyülemiştir. Bu yüzden, eserlerimde genellikle bu renkli ve coşkulu atmosferi yansıtmayı tercih ediyorum. Ayrıca, insan duygularını atlar üzerinden resmetmek gibi farklı temalara da sıklıkla değiniyorum. Bu, sanatımda derinlik ve çeşitlilik sağlıyor.
Gazeteci: Bahsettiğiniz insan duygularını atlar üzerinden nasıl resmediyorsunuz?
KARATAY: Atlar, insan duygularını sembolize etmede güçlü bir araçtır benim için. Onların zarif ve güçlü yapısı, içsel dünyamızdaki çatışmaları ve coşkuları ifade etmede bana ilham veriyor. İç dünyamızın derinliklerinden yükselen duyguları tuval üzerinde canlandırmak, sanatçının en büyük yeteneklerinden biridir. Ben, sanatımla insanın en temel duygularını, annelikten dostluğa, aşktan hayata dair her şeyi, doğanın en zarif yaratıklarından biri olan atlar aracılığıyla ifade etmeyi seçtim. Atların asil duruşları, güçlü yapıları ve sadık bakışları, insanın iç dünyasındaki karmaşık duyguları en saf ve etkileyici şekilde yansıtmada mükemmel bir araç haline geliyor. Annelerin sevgisi, dostluğun samimiyeti, aşkın derinliği ve hayatın kırılganlığı gibi evrensel konuları, atların büyüleyici figürleri üzerinden tuvale nakşetmek, sanatıma benzersiz bir derinlik ve duygu katıyor. Her bir fırça darbesinde, insanın en özgün ve dokunaklı duygularını keşfetmeye davet ediyorum.
Gazeteci: Ayrıca, “Dünya Liderleri Mardinde” adlı serginiz hakkında da konuşabilir misiniz?
Ressam: Tabii; Sanat, bir şehrin ruhunu, tarihini ve kültürünü en derinlerinden yansıtan büyülü bir aynadır. Mardin’in dar sokaklarında, tarihle iç içe geçmiş dokusuyla birlikte çağların izlerini taşıyan bu muhteşem şehir, sanatın evrensel dili aracılığıyla dünyaya açılıyor. Ben, Mardin’in renkli atmosferini ve zengin kültürünü tuval üzerinde canlandıran bir ressam olarak, bu şehri dünyaya tanıtmak için “Dünya Liderleri Mardinde” adlı bir sergi çalışması yürütüyorum. Bu sergi, Mardin’in tarihî atmosferinde dünya liderlerini ağırlayarak, şehrin evrenselliğini ve çekiciliğini sanatın büyülü dünyasıyla buluşturmayı amaçlıyor. Mardin’in ruhunu, renklerin ve figürlerin dansıyla tuvale yansıtarak, izleyicileri bu büyülü şehrin sırlarını keşfetmeye davet ediyorum. “Dünya Liderleri Mardinde” sergisi, Mardin’in kültürel zenginliğini ve sanatsal ilhamını dünyaya taşıyarak, bu antik şehri dünya sahnesinde parıltılı bir yıldız haline getirmeyi hedefliyor. Her fırça darbesiyle, Mardin’in tarihî dokusunu ve çağlar boyu süregelen mirasını izleyicilere aktarıyor, böylece bu şehri sadece haritalarda değil, sanatın kalbinde de yaşayan bir yer olarak kabul ettiriyoruz
Gazeteci: sizce bir sanatçının en önemli görevi nedir ve siz bu görevi nasıl yerine getiriyorsunuz?
KARATAY: Benim için bir sanatçının en önemli görevi, sanatıyla yaşadığı coğrafyanın ve kültürün dili olmaktır. Edebiyatçının kaleminden akan kelimeler, şarkıcının melodilerinden yükselen notalar, ressamın fırçasından dökülen renkler gibi, ben de fırçamla coğrafyamın sesi olmaya çalışıyorum. Her tuval, benim için bir hikaye anlatırken, her fırça darbesiyle kültürümüzün derinliklerinden gelen bir mesaj iletiyor. Sanatımı, yaşadığım toprakların ve insanların ruhunu yansıtmak, izleyicileri bu zenginlikleri keşfetmeye davet etmek için kullanıyorum. Bu şekilde, sanatımla sadece tuval üzerinde değil, aynı zamanda toplumumuzun kalbinde de bir iz bırakmayı amaçlıyorum.
Gazeteci: Sanatınızın başarıya ulaşması ve birçok ülkeden sipariş almanız, doğru yolda olduğunuzun bir göstergesi gibi görünüyor. Bu başarıya ulaşmanızı neler sağladı ve gelecekteki hedefleriniz nelerdir?
KARATAY: Evet, sanatımın birçok ülkeden ilgi görmesi ve aldığım siparişler, benim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu. Bu başarıya ulaşmamda birkaç faktör etkili oldu. İlk olarak, sanatıma olan tutkum ve kararlılığım sayesinde sürekli olarak kendimi geliştirmeye ve ilerlemeye odaklandım. Her fırça darbesinde, coğrafyamın sesi olma misyonumla hareket ettim ve bu tutkum, eserlerime yansıyan derinlik ve anlamın kaynağı oldu. Ayrıca, sanatımı daha geniş kitlelere ulaştırmak için sosyal medya ve dijital platformlardan yararlandım. Eserlerimi düzenli olarak paylaşmak ve sanatseverlerle etkileşimde bulunmak, benimle aynı duyguları paylaşan birçok insanla bağlantı kurmama yardımcı oldu. Bu bağlantılar, sanatımın uluslararası alanda tanınmasına ve siparişlerin gelmesine olanak sağladı. Gelecekteki hedeflerim arasında, sanatımı daha da ileri taşımak ve dünya çapında tanınan bir sanatçı olmak var. Yeni teknikler ve stiller deneyerek kendimi sürekli olarak yenilemek, farklı kültürlerden ilham almak ve sanatımı daha da derinleştirmek istiyorum. Ayrıca, sanatımın insanlara ilham vermesini ve duygusal bir etki yaratmasını sağlamak için çeşitli projelere odaklanmayı planlıyorum. Sanatımla, dünyanın dört bir yanındaki insanlara ulaşmak ve onları bir araya getirmek için çalışmaya devam edeceğim.
Gazeteci: Çok teşekkür ederiz, bu değerli söyleşi için. Sanatınızın ilham verici dünyasını bizimle paylaştığınız için minnettarız.
KARATAY: Ben teşekkür ederim, bu sohbet benim için de büyük bir zevkti.