BEDESTEN KONAĞI’NDA BİR SIRA GECESİ: URFA’NIN KALBİNDE BİR GECE

BEDESTEN KONAĞI’NDA BİR SIRA GECESİ: URFA’NIN KALBİNDE BİR GECE

BEDESTEN KONAĞI’NDA BİR SIRA GECESİ: URFA’NIN KALBİNDE BİR GECE
Yayınlama: 12.06.2025
A+
A-

BEDESTEN KONAĞI’NDA BİR SIRA GECESİ: URFA’NIN KALBİNDE BİR GECE

Şanlıurfa’nın taş sokaklarında yavaş adımlarla ilerlerken, güneş artık yerini kızıllığa bırakmaya başlamıştı. Şehrin binlerce yıllık taşlarına sinmiş hikâyeler, rüzgârla birlikte kulağa fısıldanır gibiydi. Dar bir sokağın köşesinden döndüğünüzde, karşıda tüm ihtişamıyla BEDESTEN KONAĞI belirir. Yaklaşık 20 yıl önce restore edilerek hayata döndürülen bu tarihi yapı, sadece bir butik otel değil, aynı zamanda Urfa kültürünün nabzını tutan bir mekândır.

Gündüzleri taş duvarların arasına dolan kahkaha sesleri, akşamları yerini udun, cümbüşün ve klarnetin ruhu okşayan tınılarına bırakır. Bu gece ise BEDESTEN KONAĞI’nda özel bir sıra gecesi vardır. Şehir dışından gelen misafirler konağın avlusunda bir araya gelmiş, sabırsız bir bekleyişle geceyi beklemektedir. Kimisi Urfa’yı ilk defa görecek olmanın heyecanında, kimisi yıllar önce ayrıldığı memleketinin sesini, kokusunu, ruhunu yeniden hissetmek için sabırsızdır.

Konağın geniş taş avlusuna adım attığınızda, sizi önce cezbedici bir koku karşılar: taze pişmiş Urfa usulü ciğer kebabı, közlenmiş patlıcan ve domatesin sıcaklığıyla harmanlanmış. Bir yanda nar ekşili çiğ köfte yoğrulmaktadır, diğer yanda tandır ekmeği odun ateşinde kabarmaktadır. Sıra gecesi başlamadan önce geleneksel Urfa kahvaltısı da sunulur misafirlere: çökelek, zahter, haşlanmış yumurta, taze zeytin ve Urfa peyniriyle kurulan masalar, gecenin ilk lezzetlerini taşır ağızlara.

Sıra Gecesi Başlıyor

Gece çöktüğünde, avlunun her köşesi loş ışıklarla aydınlanır. Kandillerin gölgesi, taş duvarlarda adeta dans eder. Misafirler divanlara kurulmuştur. Etrafı çevreleyen minderler, halılar ve işlemeli yastıklarla geleneksel bir Urfa gecesi atmosferi oluşturulmuştur.

Saz ekibi yerini aldığında sessizlik çöker. İlk olarak hafif bir uzun hava yankılanır; bir nehir gibi akan melodi, dinleyenlerin kalbine işlenir. Solist, sesiyle bin yıllık acıları, özlemleri, sevdaları dile getirirken gözleri yaşaranlar olur. Ardından sıra gecesinin olmazsa olmazı türkülere geçilir: “Ceylan”, “Felek Beni Adım Adım Kovaladı” ve “Urfalıyam Ezelden” gibi eserler, gecenin ritmini artırır.

Kadehler kaldırılır; kiminde Urfa’nın meşhur üzüm rakısı, kiminde geleneksel meyan şerbeti ya da reyhan. Gecede alkollü içecekler isteyenler için özel olarak hazırlanmış, ancak alkol tercih etmeyenler için de bol seçenekli geleneksel içecekler sunulmuştur. Herkes kendi inancına, geleneğine ve keyfine göre geceye katılır. Kimse dışlanmaz, çünkü sıra gecesi kardeşliktir, birliktir, hoşgörüdür.

Dostluk, Sohbet, Mizah

Sıra gecesi sadece müzik değildir. Gecenin ilerleyen saatlerinde sıra, fıkralara ve hikâyelere gelir. Urfa’nın meşhur latifeleri anlatılırken avluda kahkahalar yankılanır. Yaşlı bir amca, “Bir gün Temel’le Dursun…” diye başlayan Karadeniz fıkrasını anlatır, ardından genç bir Urfalı, Mahmut Tuncer taklidiyle herkesi güldürür.

Bu gecede sınıf yoktur, rütbe yoktur. Belediye başkanı da sıraya oturur, genç öğrenci de. Herkes eşittir. Hatta sıra gecesinde, “sıra sahibi” olan kişi, misafirlere hizmet eder; çay taşır, çiğ köfte sunar, ekmek getirir. Çünkü bu kültürde misafir, baş tacıdır.

Geceye Sinmiş Tarih ve Kültür

BEDESTEN KONAĞI, bu tür gecelere ev sahipliği yaparken sadece bugünü değil, geçmişi de yaşatır. Konağın taşları arasında gezerken, sanki geçmişin gölgeleri dolaşır yanınızda. 20 yıl önce restore edilen bu yapı, zamanında bir zanaatkâra aitmiş. Efsaneye göre, konağın ilk sahibi haftada bir kere dostlarını çağırır, sazlı sözlü geceler düzenlermiş. Konağın bugünkü sahipleri, bu geleneği devam ettirerek bir zaman köprüsü kurmuşlar adeta.

Avlunun bir köşesinde, eski bir çeşme hâlâ su akıtır. Yanına oturup elinizi suya değdiğinizde, Urfa’nın serinliği avuçlarınıza dolarken gözünüzü kapattığınızda bir zaman yolculuğuna çıkarsınız.

Son Türküyle Kapanış

Gecenin sonuna doğru, sıra gecesinin en hüzünlü türküsü söylenir. Belki bir ayrılığı, belki bir vuslata erememeyi anlatır. Misafirler sessizleşir. Kimi gözyaşlarını siler fark ettirmeden, kimi derin bir iç çeker. Ardından bir teşekkür edilir ev sahiplerine. “Allah sizden razı olsun,” der yaşlıca bir adam, “bize eski Urfa’yı yaşattınız.”

Avlu boşalırken, taş duvarlar hâlâ türkü söylemektedir sanki. BEDESTEN KONAĞI, bir geceyi daha tarihe armağan etmiş, bir kültürü daha geleceğe taşımıştır.

Bir Not: Sıra Gecesi, Sadece Bir Eğlence Değildir

Urfa’nın sıra geceleri, ne sadece bir müzik gecesi, ne de sadece bir yemek şölenidir. O, bir yaşam biçimi, bir kültür kodudur. Saygıdır, paylaşmaktır, hatırlamaktır. BEDESTEN KONAĞI, bu anlamda sadece bir konağı değil, bir kültür mirasını taşır.

Ve bir gün yolunuz Şanlıurfa’ya düşerse, bu taş konağın kapısını çalmayı unutmayın. Kim bilir, belki de o gece, sıra sizdedir…

+90 (541) 214 33 63

http://www.urfasiragecesi.net/

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.