Ankara’da aşçılığa ilk adımını atan Ünal Karataş, kısa sürede yeteneği ve çalışkanlığıyla dikkatleri üzerine çekti. Türkiye’nin önde gelen turizm merkezlerinde, Bodrum’un sıcak atmosferinden Marmaris’in canlılığına, Antalya’nın Akdeniz esintilerinden İstanbul’un kozmopolit yapısına kadar birçok farklı mutfak kültürünü deneyimledi.
Bu deneyimler, onun mutfak vizyonunu genişletmiş, ona farklı lezzetleri ve pişirme tekniklerini öğrenme fırsatı sunmuştur. Özellikle İstanbul’da geçirdiği yıllar, onun kariyerinde bir dönüm noktası oldu. Laila, Reina, Dek Mare gibi şehrin en prestijli mekanlarında çalışarak, üst düzey gastronomi dünyasının inceliklerini öğrendi. Bu mekanlarda, sadece yemek pişirmekle kalmadı, aynı zamanda misafir memnuniyetini, mutfak yönetimini ve ekip çalışmasını da öğrendi. İstanbul’un kozmopolit yapısı, ona farklı kültürlerden insanlarla tanışma ve onların mutfaklarını keşfetme imkanı sundu.
Bu sayede, sadece Türk mutfağına değil, aynı zamanda dünya mutfaklarına da hakim oldu. Karataş, İstanbul’da geçirdiği yıllarda, sadece bir aşçı olarak değil, aynı zamanda bir lezzet kaşifi olarak da kendini geliştirdi.
Her zaman yeni tatlar denemeye, farklı malzemeleri bir araya getirmeye ve özgün lezzetler yaratmaya çalıştı. İstanbul’un canlı ve dinamik atmosferi, onun yaratıcılığını tetikledi ve onu sürekli olarak yeniliklere açık olmaya teşvik etti. Karataş’ın İstanbul’da edindiği deneyimler, onun kariyerinin temelini oluşturdu ve onu gelecekteki başarılarına hazırladı.