Münevver Nehir Aslan’ın”Meşru Zaman”ın Peşinde Bir Edebi Keşif
Münevver Nehir Aslan’ın edebiyatında zaman kavramı, sadece kronolojik bir ilerleme olmaktan öte, derinlikli felsefi ve psikolojik bir boyut kazanıyor. Özellikle son romanı *”Meşru Zamanlar”*ın isminde de vurgulanan “meşru zaman” ifadesi, yazarın zaman algısına dair önemli ipuçları sunuyor. Aslan’a göre “meşru zaman yoktu; sadece duygular kendi eylemiyle zamanı haklı çıkartırdı.” Bu bakış açısı, zamanın nesnel bir gerçeklikten ziyade, bireysel deneyimler ve duygusal yüklemelerle şekillendiği fikrini temel alıyor.

Roman, 1950’ler Türkiye’si ve Kore Savaşı gibi geçmişin önemli olaylarını, 2014 İsveç’in modern atmosferiyle birleştirerek, zamanın farklı dönemlerindeki insan deneyimlerini karşılaştırıyor. Yazar, bu üç zaman dilimi arasında kurduğu bağlarla, zamanla değişen duyguları, toplumsal normları ve inançlardan gelen prangaların insan ruhu üzerindeki etkilerini akıcı bir dille aktarıyor. Aslan, “Zamanla anlarız ki kötülük gerçeğin çıplak halidir ve zaman kabullenişin o görünmez dikişidir. Sökülüp atılan her duygumuzu hayali bir yama ile kapatır zaman” gibi ifadelerle, zamanın aynı zamanda bir iyileşme ve kabulleniş süreci olduğunu vurguluyor.

Yazarın, zamanı sadece bir arka plan olarak kullanmaması, aksine onu bir karakter gibi işlemesi, romanlarına özgün bir derinlik katıyor. Münevver Nehir Aslan, eserlerinde zamanın birey üzerindeki etkilerini, hafızanın karmaşık yapısını ve geçmişle yüzleşmenin önemini ustalıkla ele alarak, okuyucuyu zamanın ötesinde bir yolculuğa çıkarıyor. “Meşru Zamanlar”, bu anlamda, zaman kavramına yeni bir perspektif sunan, düşündürücü ve katmanlı bir edebi yapıt olarak öne çıkıyor.