Özay Şendir, Kathimerini’ye; Aleksis Papahelas, Milliyet’e yazdı.
Aleksis Papahelas – 2024 yılı, Yunanistan ve Türkiye’nin ilişkilerinin gelişmesi için bir aşamaya girmeleriyle başlıyor. Bunun kanıtı da, binlerce okurlarımız tarafından okunacak, benim ve muadilimin kaleme aldığımız makalelerin bugün Milliyet ve Kathimerini gazetelerinde yayınlanmasıdır.
Mevcut sakin dönemin döneminin uzun süreceğini ümit ediyorum. En nihayet, son 100 yılda “sağlam rakipler” kadar sağlam dostlar da olabileceğimizi kanıtladık. Coğrafyanın ve bazen de tarihin esiri olduğumuz için, kaderlerimiz kaçınılmaz olarak birbirine bağlıdır. İki tarihi gazetemizin birinci sayfalarınι incelerseniz, iş birliğinin yanısıra çatışmanın da en önemli anlarını görebilirsiniz.
İki faydalı toplantı
Mevcut iyi ortamı korumak istiyorsak eğer, aramızda daha iyi iletişim kurmak ve birbirimizi daha iyi anlamak önemli. Akademisyenlerin, düşünce kuruluşlarından analistlerin ve gazetecilerin katılımıyla önce İstanbul’da, ardından Atina’da düzenlenen iki küçük toplantı, benim için çok faydalı oldu. Komşularımızla konuşurken, örneğin Yunanistan’ın belirli bölgelerinde Amerikan üsleri kurulmasının Türk kamuoyu açısından ne kadar önem taşıdığını anladım. Bu durum komşuda Türkiye’yi boğma planının bir parçası olarak tercüme ediliyor. Bu değerlendirmeye kesinlikle katılmamakla birlikte, karşındakini dinlemek ve anlamak açısından çok faydalı oldu. Bu toplantılardaki tartışmalarımızın muhataplarım için de faydalı olduğu, revizyonist ve egemenlik sorgulaması içeren açıklama veya eylemlerin Yunan toplumunda nasıl algıladığını anladıklarını umuyorum.
Kalıcı iletişim kanalı
Özay Şendir ile bu makaleleri yazmaya ve gelecekteki muhtemel bir Türk-Yunan krizinde son derece faydalı olabilecek kalıcı bir iletişim kanalı kurmak konusunda anlaştık. Bir ifadenin veya bir hareketin yanlış anlaşılması veya yanlış yorumlanmasının bizi karşı karşıya getirdiğinin birçok örneği vardır. Ve bu durumlarda, özellikle ‘‘fake news’’ çağında, neyin doğru neyin yanlış olduğunu doğru bir şekilde “okuyabilen” gazetecilerin, doğrudan iletişiminden daha faydalı olan hiçbir şey yoktur.
İstikrara katkıda bulunabiliriz
Hepimiz, 2024’ün bu ilk günlerinde, uzun süreli bir küresel istikrarsızlık aşamasına girdiğimizi anlıyoruz. Etrafımızdaki dünya giderek daha öngörülemez ve tehlikeli hale geliyor. Biz gazetecilerin, olup biteni yorumlamak, gelişmeleri doğru ve yanılsamadan anlatmak gibi bir yükümlülüğümüz var. Yaşadığımız büyük krizlere komşu olan bölgemizde, aramızdaki iletişim sayesinde, karşılıklı anlayış ve istikrara katkıda bulunabiliriz. Milliyet okurlarına mutlu ve barış dolu yeni bir yıl diliyorum!
Bu bir başlangıç
Türk Yunan Medya ve Akademi Forumu olarak biri İstanbul diğeri Atina’da olmak üzere iki toplantı yaptık. Aleksis ve ben formun üyeleri olarak iki toplantıda da hazır bulunduk. Kahkahalarla geçen toplantılar olmadı bunlar. Görüş ayrılıkları, güvensizlikler de konuşuldu zaman zaman ama kimse masadan kalkmadı. Hepimiz işimizin iki ülke arasındaki sorunları çözmek olmadığının bilincindeydik. Aleksis ile toplantı aralarında da konuşmaya devam ettik. Sonuçta Atina’da bir öğle vakti, karşılıklı yazmanın, birbirimize yer açmanın değeri konusunda aynı noktada buluştuk. Yunanistan ve Türkiye’nin diplomasi haberciliğinde en saygın iki gazetesi Kathimerini ve Milliyet’te bugün karşılıklı yayımlanan yazılar işte böyle ortaya çıktı. Bu konuda yakında başka sürprizlerimiz de olacak…