Google’ın Kanada merkezli dijital yayıncılara yılda 74 milyon dolara varan miktarda telif ödemeyi kabul etmesinin ardından benzer bir sistemin Türkiye’de de uygulanması gerekliliği yeniden gündeme geldi. Peki Kanada’da varılan anlaşmanın bir benzerinin Türkiye’de de hayata geçmesinin etkileri ne olur? Dijital iletişim araştırmacısı Doç. Dr. Ali Murat Kırık, olası senaryoları değerlendirdi.
Google, teknoloji devi şirketlerin haber içeriklerini platformlarında kullanmaları karşılığında ücret ödemelerini öngören Çevrim İçi Haberler Yasası doğrultusunda, Kanada merkezli haber kuruluşları ve şirketlerine yıllık yaklaşık 74 milyon dolarlık ödeme yapmayı kabul etti.
Haziran 2022’de kabul edilen ve kısaca C-18 olarak bilinen yasa kapsamında Facebook, WhatsApp ve Instagram uygulamalarının şemsiye kuruluşu olan Meta ile Google’ın, yayıncılara haberlerin kullanımı karşılığında ödeme yapması öngörülüyordu.
Google’ın ödeme yapmayı kabul etmesiyle yasa ilk meyvesini vermiş oldu. Peki Kanada’da yaşanan bu gelişmenin benzerinin Türkiye’de hayata geçmesi nasıl sonuçları beraberinde getirir?
Dünyanın önde gelen eğitim kurumlarından Columbia Üniversitesi bünyesinde bulunan Politika Diyaloğu Girişimi tarafından yapılan bir araştırma, Meta ve Google’ın ABD’deki yayıncılara milyarlarca dolar ödeme yapması gerektiğini gösterdi. Kurumun Ekim ayında yayımlanan raporunda “ölçülü bir tahminle” yayıncılara her yıl Facebook’un 1,9 milyar dolar, Google’ın ise 10-12 milyar dolar ödeme yapması gerektiği belirtildi. Bu meblağlar Google Arama’nın ve Facebook’un haber içeriklerinden elde ettiği gelir üzerinden hesaplandı. Söz konusu platformların basın kuruluşlarının ürettikleri içerikleri üzerine herhangi bir değer katmadan kullanıcılara sunarak gelir elde ettiği hatırlatılan raporda, toplam gelirin adil bir biçimde yarı yarıya bölüşülmesi halinde bu sonuçlara ulaşıldığı belirtildi. Araştırmacılara göre, Facebook’un reklam gelirlerinin yüzde 6,6’sı, Google Arama’nın reklam gelirlerinin ise yüzde 17,5’i haber içeriklerinden geliyor. Diğer yandan Google adına konuşan bir sözcü araştırmacıların varsayımlarının ve verilerinin hatalı olduğunu öne sürerek, “Haber aramalarının tüm aramalar içindeki payı yüzde 2’nin altında. Bunların çok büyük bir kısmında reklam göstermiyor ve para kazanmıyoruz. Araştırma, yayıncıların sitelerine gönderdiğimiz trafiği de göz ardı ediyor” ifadelerini kullandı.
‘YAYINCILAR BU SAYEDE DAHA YÜKSEK KALİTELİ İÇERİKLER ÜRETEBİLİR’
Konuyla ilgili hurriyet.com.tr’ye açıklamalarda bulunan Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Görsel İletişim Tasarımı Anabilim Dalı Başkanı ve dijital iletişim araştırmacısı Doç. Dr. Ali Murat Kırık, “Eğer Türkiye’de de benzer bir dijital telif yasası hayata geçirilirse Türk medyasının pozitif bir dönüşüme sahne olacağı açıktır. Dijital yayıncılara ve medya kuruluşlarına adil bir şekilde ödeme yapılması, medya şirketlerinin gelirlerini artırabilir. Bu durum, dijital içerik üreten kurumların daha sürdürülebilir bir finansal yapıya kavuşmalarına yardımcı olabilir” dedi.
Doç. Dr. Kırık, şöyle devam etti:
Adil tazminatlar alabilecekleri bilincinde olan dijital yayıncılar, daha yüksek kaliteli ve çeşitli içerikler üretebilirler. Bu da medya tüketicileri için daha zengin bir deneyim anlamına gelebilir. Yasaya dayalı gelir, gazetecilik ve haber endüstrisine güçlü bir destek sağlayabilir. Bu da daha güvenilir ve kaliteli haber kaynaklarının varlığını sürdürebilmesine katkıda bulunabilir.
Dijital platformların medya şirketlerine adil ödeme yapma zorunluluğu, rekabetin artmasını sağlayabilir. Bu durum, medya pazarındaki çeşitliliği ve rekabeti artırarak tüketicilere daha iyi hizmet sunulmasına olanak tanıyabilir. Yasal düzenlemeler, yerel medyanın desteklenmesine odaklanabilir. Bu da yerel haber kaynaklarının güçlenmesine ve yerel topluluklara daha iyi hizmet verilmesine yardımcı olabilir.
‘ÜLKELERİN NÜFUSU TELİF ÖDEMELERİNİN BÜYÜKLÜĞÜNÜ ETKİLEYEBİLİR’
Google Kanada’da 74 milyon dolar ödeme yapmayı kabul etti. ABD için konuşulan rakam ise 10 milyardan fazla… Bunları ölçek alarak Türkiye için bir tahmin yapmak mümkün mü?
“Dijital telif yasalarının getirdiği ödeme miktarları, ülkelerin nüfusları ve medya endüstrisinin büyüklüğü gibi faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterir. Türkiye için benzer bir ölçüm yapmak için çeşitli faktörleri göz önünde bulundurmak mühim. Kanada’nın nüfusu yaklaşık 39 milyonken, ABD’nin nüfusu çok daha büyük, yaklaşık 340 milyon. Türkiye’nin nüfusu ise 84 milyon civarında. Bu durum dijital telif yasası kapsamındaki ödemelerin büyüklüğünü etkileyebilir” diyen Doç. Dr. Ali Murat Kırık, şöyle devam etti:
Fakat sadece nüfusu ön planda tutmak da doğru değil. Türkiye’deki medya endüstrisinin büyüklüğü de dikkate alınmalı. Kanada ve ABD’deki medya endüstrileri, Türkiye’den daha büyük. Bu durum, dijital platformların ödeme yapacağı toplam tutarı etkileyebilir.
Türkiye’deki dijital yayıncılar ve bu yayıncıların dijital platformlarla olan etkileşimi de önemli. Dijital platformlar, Türkiye’deki içerik üreticileriyle ne kadar etkileşimde bulunuyorsa, ödeme miktarı o kadar etkilenebilir.
Telif ve çevrimiçi haber ödemesinde ülkenin ekonomik koşulları da önemli. Ekonomik büyüme, reklam harcamaları ve dijital medya kullanımı gibi faktörler, dijital platformların ödeme yapma kapasitesini etkileyebilir. Bu faktörlerin birleşimi, Türkiye’nin dijital telif yasası kapsamında öngörülen ödemelerin büyüklüğünü belirleyecektir.
Türkiye’nin genel medya endüstrisi ve dijital içerik üretimi üzerindeki etkisi göz önüne alındığında, ödemelerin Türkiye’de de önemli olacağı söylenebilir ancak kesin miktarı belirlemek şu an için oldukça güç.
ÖDEMELER HANGİ KRİTERLERE GÖRE YAPILIYOR?
Bu noktada en önemli sorulardan biri de ödemelerin hangi kriterlere göre yapıldığı… Bu sorumuza Doç. Dr. Ali Murat Kırık, “Her ülkenin yasası farklı olabilir ancak dijital telif ve çevrimiçi haber yasaları altında yapılan ödemeler genellikle ‘hit’ yani tıklama, izlenme başına yapılmaktadır” dedi.
“Dijital platformlar, yayıncıların içeriklerini kaç kişinin gördüğüne bağlı olarak ödeme yapabilir. Bu, reklam gelirlerini paylaşma veya sabit bir ücret ödeme şeklinde olabilir. Bununla birlikte, içeriklerin ne sıklıkta kullanıldığına göre ödeme de yapılabilir” diyen Doç. Dr. Ali Murat Kırık, şöyle devam etti:
Örneğin, bir haber makalesinin sosyal medyada sıkça paylaşılması veya görüntülenmesi durumunda daha yüksek bir ödeme yapılabilir. Özgün içeriğin de bu noktada önemli olduğunun altını çizmek gerek. Dijital platformlar, orijinal ve kaliteli içerik üreten yayıncılara daha yüksek ödemeler yapabilir. Bu, içerik üreticilerini teşvik etmek ve kaliteli içeriklerin devamını sağlamak amacıyla yapılabilir.
Reklam gelirlerinin de bu noktada önem arz ettiğini söylememiz şart. Dijital platformlar, içerikler üzerinden elde ettikleri reklam gelirinin belirli bir yüzdesini yayıncılara ödeyebilir. Bu, platformun reklam geliriyle doğrudan ilişkilidir.
Tık başına ödeme de alternatif bir yöntem. Kullanıcıların, yayıncıların içeriğinin tıklanması durumunda da ödeme yapabilir. Bu, içeriğin ne kadar etkileşim aldığına dayalı bir ödeme modeli.
Bazı durumlarda, dijital platformlar abonelik veya ücretli içerik modelleri üzerinden gelir elde ediyorsa, bu gelirin bir kısmı da yayıncılara ödenebilir. Bu da bir diğer alternatif metot.
Türkiye’de çıkacak yasada da bu hususlara dikkat edilmesi hem özgünlük hem de kapsamlı bir ödeme mekanizmasının belirlenmesi adına çok önemli.