İsrail ordusu İran’ın geçtiğimiz gece düzenlediği 200’den fazla İHA ve balistik füze saldırılarında Necef çölündeki Nevatim Askeri Üssü’nün hafif derecede zarar gördüğünü ancak buradaki sistemlerin çalışır durumda olduğunu bildirdi. Peki İsrail’in hava savunma sisteminde neler var? İran’ın füzeleri etkili olabilir mi? İşte haberin ayrıntıları…
SERCAN DİNÇ / milliyet.com.tr – İran’ın İsrail’e yönelik saldırısında 300’den fazla kullanılan İHA ve balistik füzelerin çoğunluğuna, fırlatma noktalarından yaklaşık 1770 kilometre uzakta, İsrail’e ulaşmadan önce müdahale edildi.
İSRAİL’DEN ABD, İNGİLTERE VE FRANSA İLE İŞ BİRLİĞİ
Saldırı gecesi konuşma yapan İsrail Ordu Sözcüsü Daniel Hagari, İsrail’in ABD, İngiltere ve Fransa ile yakın çalıştığını söyleyerek iş birliği ile hareket edildiğine işaret etti.
ABD SAVAŞ UÇAKLARI DA KULLANILDI
CNN’den Oren Lieberman’a konuşan ABD’li yetkililer, ABD Donanması’nın Doğu Akdeniz’deki iki güdümlü füze destroyerindeki Aegis füze savunma sistemini kullandığını ve en az 3 balistik füzeyi düşürdüklerini açıkladı. Müdahalede ABD savaş uçaklarının da kullanıldığı belirtildi.
Yetkililer, 70’ten fazla insansız hava aracı ve 3 balistik füzenin ABD Donanması’na ait gemiler ve askeri uçaklar tarafından engellendiğini açıkladı.
İRAN’IN KULLANDIĞI FÜZELER İSRAİL’İN HAVA SAVUNMA SİSTEMİNİ GEÇEBİLİR Mİ?
İran’ın elindeki en modern füzelerin hipersonik (hyper) füzeler olduğunu belirten Savunma Politikası Analisti Turan Oğuz, İsrail’in güneyindeki Nevatim Hava Üssü’nün Hyper füzesiyle vurulduğunun iddia edildiğini söyledi.
(Demir Kubbe)
milliyet.com.tr’den Sercan Dinç’e konuşan Oğuz şu ifadeleri kullandı; İran tarafından İsrail’e birkaç noktadan çok sayıda seyir füzesi ve balistik füzesi atıldı. İran birkaç çeşit füze kullanmış ve balistik füze konusunda güçlüler. Hem kendi yapıyor hem de vekil güçler vasıtasıyla test ediyor.
Demir Kubbe bu tür balistik füzeleri engellemek için değil. Onun için David’s Sling, Arrow-2, Arrow-3 gibi sistemleri var. Dolayısıyla bunları kullanır. Demir Kubbe, roketler ve küçük füzeler için ve 70 km menzil içerisinde. Iron Dome (Demir Kubbe), ilk kullanılmaya başlandığı zaman 2006’larda sadece roketlerdi. Sahada yaşanan gelişmelere baktığınız zaman havan türü mühimmata karşı da etkili olmaya başladı.
“HİPERSONİK HIZLARDA OLAN SİSTEMLER İÇİN DEMİR KUBBE YETERLİ OLMAZ”
Daha sonra üzerinde gelişmeler yaptılar. Küçük füzeler ve İHA’lara karşı etkili olmaya başladı. Ama bu bizim balistik füze dediğimiz, yani çok yüksek hızlara çıkan çoğu hipersonik hızlarda olan sistemler için Demir Kubbe yeterli olmaz.
(Patriot)
DÜNYADAKİ EN GELİŞMİŞ BALİSTİK FÜZE ENGELLEYEBİLEN SİSTEM
İsrail’in çok kaliteli bir katmanlı hava savunma ağı var. Bu ağa baktığınız zaman en altta Stinger tipi manpadsler var. Bir üstünde Iron Dome var. Bir üstünde -bu sene hizmete girmesi bekleniyor- lazer silahı var. Bir üstüne baktığınız zaman David’s Sling var. Hem biraz basit kısa menzilli balistik füzeleri engelleyebiliyor hem de hava soluyan hedefleri engelleyebiliyor. Bir üstünde Amerika’dan aldıkları patriotlar var. Onlar da balistik füze engellemek için. Onun bir üstünde ise Arrow sistemi (Arrow-2 ve Arrow-3) var. Arrow-3 dünyadaki en gelişmiş balistik füze engelleyebilen sistemden bahsedebiliriz.
(Arrow-3)
“HİÇBİR SAVUNMA AŞINMAZ DEĞİLDİR”
Savunma sanayiisine ve dünyadaki askeri literatüre baktığınız zaman satürasyon saldırısı dediğimiz bir yöntem var. Eğer bir satürasyon saldırısıyla yaptıysa ki çoğu saldırıları hep birlikte yaptığını görüyoruz, hiçbir savunma aşılmaz değildir. Hiçbir silah da yüzde 100 vuramaz. Askeri jargonda her zaman bunların unutulmaması gerekiyor.
500 efektör gönderip sadece 6-7 tanesinin geçmesi ve İsrail hava savunmasına gelene kadar ABD ve Birleşik Krallık unsurlarının engellediğini görüyoruz. Hem yolda engellenmesi hem de İsrail hava savunma sahası içerisinde engellenmesinin ben etkili olduğunu görüyorum.
(David’s Sling)
“İRAN’IN SALDIRISI KISMİ OLARAK KALDI”
İstanbul Ticaret Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Doç. Dr. Uğur Yasin Asal da İran’ın saldırısının uzun yıllardır İran-İsrail geriliminde bir noktanın olduğunu ve iki ülkenin de bu tırmandırma stratejisini kendi dış politikaları açısından kullandığını söyledi.
Asal, “Dolayısıyla İran aslında İsrail’in Suriye’de İran Başkonsolosluğu’na yaptığı bir misillemesi olarak buna tepki verdi ve bu yaptığı saldırı türü de eleştirilere sebep oluyor. Çünkü arada 2 bin km’lik uzaklık var. Buradan bir drone saldırısıyla İsrail topraklarına verdiği zarar kısmi olarak kaldı. Açıkçası bu İran’ın son yıllarda yaşadığı özellikle tepkilerdeki bir itibar kaybı parçası olarak da görüldü.” dedi.
(İran’ın hipersonik balistik füzesi)
“KENDİLERİNİN BAŞLATTIKLARI BİR SÜREÇ”
İsrail bu saldırıya karşı gerçekleştirdiği güvenlik ve savaş kabinesinde buna tepki vereceğini söyledi ama yeri ve zamanını kendi belirleyeceklerini ifade ettiler.
Bu süreci İsrail tarafından başlatıldığını söyleyen Asal, ‘Bunu böyle okumak lazım. Devam edeceği anlaşılıyor. İsrail’in İran’a yönelik hamlelerini Gazze’deki süreçle pararlel düşünmek lazım.’
3. DÜNYA SAVAŞI İÇİN ERKEN, ÇÜNKÜ…
“Amerika, İngiltere, Fransa gibi gelişmiş ülkeler ve batı ittifakı İsrail’in her aşamada yanında olduğunu söylüyor.” diyen Asal 3. Dünya Savaşı için henüz erken olduğunu belirtti.
Sebebini de açıklayan Asaln, ‘Dünya Savaşı konsepti şu an yaşadıklarımızdan daha farklı bir konsept. Ancak dünyanın daha keskin bir bloklaşmaya gittiği net bir ayrışma olduğu ve bu netlik içerisinde sertliğin de çıktığı ortamda bir Dünya Savaşı’ndan daha sık bahsedilebilir. Ama şu an bölgesel çatışmaların diğer devletlerin de dahil olduğu kapsamlı bölgesel savaş konsepti daha ön planda.’ ifadelerini kullandı.
Bir askeri müdahale şu aşamada beklemediğini belirten Asal, ‘Kontrollü düzeyde tutularak hem İsrail iç politikasını hem de İsrail kabinesini oluşturan aşırı sağcı hükümete ve bunlara yönelik politika olarak da yorumlamak lazım.’ şeklinde konuştu.
TÜRKİYE’NİN DİYALOG VE DİPLOMASİSİ
Asal sözlerini şöyle tamamladı; Türkiye bölgeye çok yakın bir ülke. Ortaya çıkan her istikrarsızlık doğrudan etkiliyor. Bunun önüne geçmek için de her zaman diyalog ve diplomasi mekanizmasını her zaman çalıştırıyor. Hem Amerika hem İran ile yakın bir temas var. Dolayısıyla etkilerini azaltmak için Türk dış politikası kendisi bir pozisyon almış durumda.